Pamukkale, güneybatı Türkiye’deki Denizli ilinde doğal bir mevkidir. Kent kaplıcaları ve akan sulardan kalan karbonat mineralleri teraslarını, travertenleri kapsamaktadır. Türkiye’nin Ege Bölgesi’nde, ılıman bir iklimi olan Menderes Nehri vadisinde bulunur.

Bu bölgede sıcaklıkları 35 - 100 °C arasında değişen 17 sıcak su alanı bulunmaktadır. Pamukkale termal kaynağı, bölge potansiyeli içinde yer alan bir ünitedir. Kaynak, antik devirlerden beri kullanılmaktadır. Termal su kaynaktan çıktıktan sonra, 320 m uzunluğunda bir kanal ile traverten başına gelmekte ve buradan, 60-70 metrelik kısmı çökelmenin olduğu traverten katmanlarına dökülmekte ve ortalama 240-300 m yol katetmektedir.

Pamukkale UNESCO tarafından belirlenen Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır. Travertenler görsel zenginliğin yanı sıra kalp rahatsızlıkları, romatizma, göz ve deri rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.

Yol Tarİfİ Al

MÖ 190 yılında II. Eumenes tarafından kurulmuştur. MÖ 2. yüzyılda Roma egemenligine giren şehir altın dönemini bu zamanlarda yaşamıştır ve depremlerle yıkıldıktan sonra tamamen Roma mimarisiyle bezenmiştir. Isa’nın havarilerinden Aziz Philippus’un burada öldürülmesi şehredini bir önem de kazandırmıştır. MS 395’te Bizans’ın, daha sonra 1210’da Anadolu Selçukluları’nın sınırları dâhilinde kalmıştır.

Tedavi amacıyla da kullanılan Pamukkale yeraltı suları (Travertenler) sayesinde tarih boyunca turist çekmiştir.

Hamam, yolcuların yıkanarak şehre girmeleri için şehrin dışına inşa edilmiştir.

Tiyatro kapasitesinin 9.500 kişi olmasından dolayı şehir nüfusunun 95.000 - 100.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir

Tiyatrosunun tasarımından burada gladyatör dövüşleri yapıldığı anlaşılır. Sahne altındaki çukurluk bölümle oturma sıraları arasında seyircileri vahşi hayvanlardan korumak için yaklaşık bir metrelik yükseklik farkı vardır. Gladyatör dövüşlerinin olmadığı tiyatrolarda bu fark bulunmamakta, sıralar sahne düzeyinden başlamaktadır.

Şehrin giriş kapısında işlenmiş olan Medusa figürü, tanrıça Medusa’dan korunmak için yapılmıştır. Bu inancın Türk kültürüne nazar boncuğu olarak geçtiği sanılmaktadır. Şehir, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.

Yol Tarİfİ Al

Denizli ilinin 6 km. kuzeyinde yer alan antik Laodikya Kenti, coğrafi bakımdan çok uygun bir noktada ve Lykos Irmağı’nın güneyinde kurulmuştur. Kentin adı antik kaynaklarda daha çok “Lykos’un kıyısındaki Laodikeia” şeklinde geçmektedir. Diğer antik kaynaklara göre ise, kent MÖ 261 - 263 yılları arasında II. Antiokhos tarafından kurulmuş ve kente Antiokhos’un karısı Laodike’nin adı verilmiştir.

Laodikya, MÖ I. yüzyılda Anadolu’nun en önemli ve ünlü kentlerinden biridir. Kentteki büyük sanat eserleri bu döneme aittir. Romalılar da Laodikya’ya özel bir önem vermişler ve Kıbyra (Gölhisar-Horzum) Conventus’unun merkezi yapmışlardır.

İmparator Caracalla zamanında Laodikya’da bir seri kaliteli sikke basılmıştır. Laodikya halkının da katkılarıyla kentte çok sayıda anıtsal yapı yapılmıştır. Küçük Asia’nın 7 ünlü kilisesinden birinin bu kentte bulunması, Hristiyanlığın burada ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. MS 60 yılında meydana gelen çok büyük bir deprem kenti yerle bir etmiştir.

Yol Tarİfİ Al

Afrodisias, Babadag’ın eteklerinde, denizden 600 metre yükseklikteki bir plato üzerine kurulmuştur. Antik kaynaklarda kentin tarihiyle ilgili pek fazla bilgi yoktur. Hayli büyük, kalabalık ve çok gelişmiş bir kent oldugu şüphesizdir. On bin kişilik tiyatrosu, 30 bin kişilik stadyumu, beş büyük mekândan oluşan hamamı, agorası, zengin kamu binaları Afrodisias’ın yaşam ve kültür seviyesiyle ilgili önemli bilgiler sunmaktadır. Ama kentin en önemli yapısı, adını aldıgı tanrıçaya adanan tapınaktır.

Bölgedeki daha eski tarihli yerleşimlerde de kutsal alan oldugu belirlenen ve daha küçük boyutlu bir tapınagın üzerine inşa edilen yapının temellerinde, adak için bırakılmış çok sayıda seramik parçası bulunmuştur. Kent merkezinin kuzeyindeki modern tapınagın yapımına MÖ 1. yüzyılda başlanmış ve 150 yıl gibi oldukça uzun bir sürede tamamlanmıştır. Tapınakta bulunan iki yazıtta da ismi geçen, Zoilos’un azat edilmiş zengin bir köle oldugu bilinmektedir. Ilk yazıt, tapınagın da içinde bulundugu kutsal alanın sınır taşlarından birinin üzerinde bulunmu ştur: “Bu alan Büyük Ceasar, onun oglu Imparator Caesar, Senato ve Roma halkı tarafından kutsal Asylum olarak belirlenmiştir. C. Julius Zoilos, Aphrodite rahibi, sınır taşlarını diktirmiştir.” Yazıtta geçen Asylum kelimesi, sıgınma hakkı anlamına gelmektedir ve bu unvana sahip olan bölge ya da yapıya giren kişi, kim olursa olsun koşulsuz olarak koruma altında kabul edilirdi. Tapınagın içindeki başka bir yazıtta ise şöyle yazar: “C. Julius Zoilos, Aphrodite rahibi, anavatanın kurtarıcısı ve bagışçısı, Aphrodite tapınagını [adadı]…” Sınır taşları ya da daha fazlası, fark etmez, Zoilos’un Aphrodite Tapınagı’na büyük emeginin geçtigi kuşkusuzdur. Ancak yapımında gösterilen bu özene inat, bu görkemli tapınak sadece 500 yıl sonra, MS 6. yüzyılda pek çok yapı ögesi eklenerek bir Hıristiyan bazilikasına dönüştürülmüştür.

Yol Tarİfİ Al

Efes Antik Kenti’nin MÖ 6 bin yıllarında CIlalı Taş Devri’nde yapıldıgı zannedilmektedir. Bu son yıllarda yapılan tüm araştırmalar ve kazılarda Efes Antik Kenti çevresindeki höyükler ve kalenin bulundugu Ayasuluk Tepesi'nde Tunç çagları ve Hittitler'e ait yerleşimler belirlenmiştir. Efes Antik Kenti Yunanistan'dan gelen göçmenlerin de yaşamaya başladıgı liman kenti olmuştur. Efes zamanla Artemis Tapınagı çevresine taşınmış ve buraya yerleşilmiştir. Bugünkü Efes ise, Büyük Iskender'in generallerinden Lysimakhos tarafından MÖ 300 yıllarında kurulmuştur. Efes Antik Kenti dünyanın en önemli merkezlerinden biridir.

Efes Antik Kenti tarihi boyunca uygarlık, bilim, kültür ve sanat alanlarında her zaman önemli rol almıştır. Efes Antik Kenti döneminde önemli bir liman kenti konumundadır. Bu konumu Efes'in çagının en önemli politik ve ticaret merkezi olarak gelişmesini ve Roma Devrinde Asia Eyaleti’nin başkenti olmasını saglamıştır. Efes Antik Çag’daki önemini yalnızca büyük bir ticaret merkezi olarak gelişmesini ve başkent oluşuna borçlu degildir. Artemis kültünün en büyük tapınagı da Efes’te yer almaktadır.

Yol Tarİfİ Al